Aile Hukukunda Velayet, Mal Paylaşımı ve Nafaka Süreci — En Çok Yapılan Hatalar Nelerdir?
Aile ve boşanma davalarında velayet, mal paylaşımı ve nafaka sürecinde yapılan kritik hataları, gurbetçiler dahil herkes için anlaşılır şekilde açıklayan hukuki rehber.
Boşanma süreci birçok kişi için sadece duygusal değil, aynı zamanda hayati hukuki sonuçlar doğuran bir süreçtir. Özellikle velayet, mal paylaşımı ve nafaka konularında yapılan ilk hamleler, davanın geri kalan tüm seyrini belirler. İnsanlar çoğu zaman “Zaten anlaşırız” diyerek avukat desteği almadan ilerler, ancak yanlış atılmış tek imza telafisi imkânsız hak kayıplarına yol açabilir.
Yurt dışında yaşayan gurbetçilerin en sık düştüğü hata, “Türkiye’ye dönmeden işlem yapılamaz” sanmalarıdır. Oysa sadece noter veya konsolosluk üzerinden verilecek bir vekaletle, Türkiye’ye gelmeden boşanma davası açmak ve sonuçlandırmak mümkündür.
Velayet sürecinde mahkeme yalnızca anne-baba beyanına değil, çocuğun üstün yararına bakar. Bu nedenle dava stratejisinde “psikolojik rapor, yaşam koşulları ve ebeveynin iletişim yetkinliği” gibi unsurlar belirleyicidir.
Mal paylaşımı ise evlilik tarihine, katkı oranına ve edinilmiş mal niteliğine göre değerlendirilir. “Ev kadınıydım, sadece eşim çalıştı” diyen birçok kişi, yanlış bilgi nedeniyle ciddi hak kaybı yaşar. Çünkü Türk Medeni Kanunu, ev içi emeği de mal rejimine dahil eder.
Nafaka konusunda en büyük hata, miktarın sadece gelirle ölçüldüğünü sanmaktır. Mahkeme yaşam standardı, çocuğun yaşı, geçmiş yaşam şekli gibi faktörleri dikkate alır. Dava açıldıktan sonra sunulmayan deliller sonradan kullanılmak istense bile çoğu zaman dikkate alınmaz.
Bu konuların tamamı için daha detaylı bilgiye Aile ve Boşanma Hukuku kategorisinden ulaşabilirsiniz: /aile-ve-bosanma-hukuku
Sonuç olarak velayet, mal paylaşımı ve nafaka süreçleri stratejik hukuki kararlar gerektirir. İlk adımda yapılacak yanlış tercih, tüm davanın sonucunu kalıcı şekilde etkileyebilir.